KEMAL TAŞKIN


Kur´an-ı KerimTarihsel mi?

Kur´an-ı KerimTarihsel mi?


Düşman, Çanakkale´yi geçemeyince Churchill´den hesap sorar: ?Çanakkale´de attığımız kurşunu eritip döksek yarımadayı kurşunla kaplardı. Hezimetimizin sebebi nedir? Churchill eline Kur´an-ı Kerim´i alarak o tarihi cevapla karşılık verir: ?Beyler! Şu elimde tuttuğum kitaba iyi bakın! Bu kitabı Müslümanların elinden alamadığımız takdirde üzerlerine kurşun yağdırsak bile onları yenemeyiz. Biz Çanakkale´de Türklerle değil, Tanrı ile savaştık ve kaybettik.? 

Gelelim konumuza, Müslümanların elinden Kur´an-ı Kerim´in tamamen sökülüp alınması neredeyse imkânsızdır. Yani, meyhanedeki sarhoş vatandaşın yanında bile Kur´an´a hakaret edilse hemen savunmaya geçer, hakaret edeni susturmaya çalışır. Bunu çok iyi bilen düşman ufaktan başlayarak büyüğe doğru dini değerleri insanların gözünde itibarsızlaştırmak için var gücüyle çalışmaktadır. Bunu da kendisi bizzat yapmayarak maşa kullanmaktadır. Bazı Müslümanlar da bilerek ya da bilmeyerek, hocası-avamı düşmanın elindeki maşa olmak için canhıraş yarışmaktadır. ?Bu müstehap canım bunu yapmasak da olur??, ?Bu mübah, bu sünnet? diye diye iş hadislere kadar dayandı. Hadis külliyatının çok az bir kısmını oluşturan tartışmalı, kişiye veya duruma özel, zayıf hatta uydurma hadisleri piyasaya sürerek bütün hadis külliyatını yok sayma garabetine düşmüşlerdir. Hadisler hakkında konuşmayı başka bir zamana bırakarak Kur´an-ı Kerim´i itibarsızlaştırma çabalarından biri olan ?Tarihselcilik?ten bahsedeyim. 

Tarihsellik ifadesi göreceli bir kavram olduğu için net bir tarifi yapmak zor. En yumuşak ifadeyle ?Kur´an geçmişin belirli bir döneminde o günün şartlarını göz önünde bulundurarak indirilmiştir?. Buna bir itirazımız yok. Ancak iş, ?Kur´an´ın o dönemde indiği, hükümlerinin o dönemi bağlayabileceği, konularının modern dönemde bir etkisinin kalmadığı? seviyesine varırsa o zaman imanî noktada sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. 

Esasında Müslüman olduğunu söyleyenlerin ifadelerine baktığımızda inançsızların, Kur´an´ı inkar etme argümanlarını, Kur´an´ı savunma adına dile getirdiği görülmektedir. 

Neymiş efendim Kur´an´ın bu saldırgan dili Allah´a ait olamazmış, Hz. Peygamber (s.a.v.) Kur´an ayetlerini Allah´ın vahyi ile değil kendi ifadeleriyle söylemiş. 

Kur´an, Velid b. Muğire aşağı, Âs b. Vâil yukarı diyerek paso onlardan bahsetmiş, kadrajını 3-5- lavuk müşriğe hasretmiş! National geographic kadar bile kâinata bakış açısı yokmuş!

Kur´an çöl ortamında indiği için altlarında nehirler akan cennetlerden bahsetmiş. Neymiş ben Karadenizliyim aga! ne yapacağım nehri? Şimdi sen erkeğe ipek giydir, kollarına bilezik tak, sal sokağa bakalım ne diyecekler? sonunda kahkahalar hahahaa!

Aslında her şeyi bir tarafa bırakılırsa bu üslup bile konuşmanın kalitesini tek başına anlatmaya kafidir.  İddialara bakıldığında çok basit olup cevap verme değeri bile hak etmediği açıktır. Ancak bu sözler halkı etkilediği için cevap verme lüzumu hasıl olmuştur. 

Kur´an Hz. Peygamber´in ?ümmî? yani okuma yazması olmayan? bir peygamber olduğunu söyleyerek Kur´an´ı Hz. Peygamber´in yazdığı iddiasını adeta baştan tıkamıştır. Yani belağat ve fesahatte en ileri seviyede bulunan Araplar bile Kur´an´ı Peygamber Efendimiz´in (s.a.v.) uydurduğu iddiasına girememiş sadece ?Bu olsa olsa bir şairin, bir kahinin sözüdür? demekle yetinmiş, ayetleri başkasından aldığını ima etmişlerdir. Buna karşılık Allah Teala; onlara ?Kulumuza indirdiğimiz kitaptan dolayı bir şüphe içinde iseniz onun benzeri bir sûre de siz getirin, Allah´tan başka taptıklarınızı da yardıma çağırın; eğer iddianızda samimi iseniz! (Bakara 2/23)?. Ne hale düştük! Kur´an´ın müşriklere yaptığı savunmayı şimdi biz Müslümanlara karşı yapıyoruz. Bunu da geçelim, hiçbir müşrik şöyle dememiştir: ?Yahu Muhammed(s.a.v.) sen ?Zenîm/piç? diyorsun senin gibi Emîn ve asil bir adama bu sözler yakışıyor mu?  Şimdi, ana dilinde inen bir kitaba müşriklerin bile yapmadığı itirazı bir Müslümanın yapması nasıl açıklanabilir? 

Yukarıda ismi geçen müşriklerden veya ismen zikredilen Ebu Leheb´ten bahseden ayetler 6236 ayetin %5´ine bile tekabül etmez. Bahseden ayetlerin amacı da ?Sizler onların düştüğü hatalara düşmeyin? kabilindendir. Asıl Kur´an´a bu iftirayı atarken kadrajını %5´e hasretmek ve merkezi Amerika Birleşik Devletleri´ndeki Washington´da bulunan National Geographic?in fotolarını, belgesellerini görüp Kur´an´da geçen yer, gök, ay, güneş, samanyolu, dağlar, hayvanlardan vs. bahseden yüzlerce kevnî ayeti görmemezlikten gelmek nasıl izah edilebilir?

Karadenizli olup suya ihtiyacı yokmuş gibi ağız bükerek konuşmak mantıklı bir izah mıdır? Karadeniz´de akan nehirler, sular veya barajlar fazla değil 1 ay kurusa ne olur? o zaman da ben Karadenizliyim aga varsın akmasın mı diyeceğiz? Ya da nasip olur da cennete gidersek ?Allah´ım bana cennet ehli gay der, bana ipek ve altın giydirme mi diyeceğiz? Ahirette olacak bir vakıayı dünyadakine kıyas edecek olursak buna gelene kadar nice olaylar var, onları da mı gülerek anlatalım? 

Ez cümle Kur´an, tarihin bir bölümünde, indiği coğrafyanın ve muhatap kitlenin durumuna göre konuşmuştur. Ancak Kur´an´ın en büyük özelliği, tarihin her diliminde kendini yenileyip o günün şartlarına da hitap edebilmesidir. Onu bu şekilde alaycı uslüpla anlatmak inkarcıların ekmeğine yağ sürmekten ve saf zihinleri bulandırmaktan başka bir işe yaramaz.

Selam ve dua ile